top of page

Lenfödem, genellikle kanser tedavileri sonrası veya doğumsal nedenlerle gelişen, kol veya bacaklarda sıvı birikimiyle kendini gösteren kronik bir durumdur. Özellikle meme kanseri, jinekolojik kanserler veya melanom tedavileri sırasında lenf düğümlerinin çıkarılması ya da radyoterapi uygulanması, lenf drenaj yollarında hasara yol açabilir. Erken dönemde fizik tedavi ve basınç uygulamalarıyla kontrol altına alınabilen bu durum, ileri evrelerde kalıcı doku değişikliklerine neden olur ve cerrahi tedavi gerekebilir.

Lenfödemin cerrahi tedavisinde iki temel yaklaşım bulunur: hacim azaltıcı eksizyon teknikleri ve mikrocerrahi ile lenf dolaşımını yeniden yapılandırmaya yönelik işlemler. Eksizyon yöntemleri, ileri evredeki hastalarda ödemli ve fibrotik dokuların çıkarılmasıyla bacak ya da kol hacminin azaltılmasını amaçlar. Özellikle liposuction benzeri vakum yardımlı teknikler ya da doğrudan deri altı fibrozisin eksizyonu bu gruba girer.

Mikrocerrahi tekniklerde ise amaç, bozulan lenf dolaşımını yeniden kurmaktır. En sık uygulanan yöntemlerden biri lenf nodu transferidir. Bu işlemde, vücudun başka bir bölgesinden (örneğin kasık, boyun, supraklaviküler alan, karın içi) alınan sağlıklı lenf nodları, lenfödemli bölgeye damarlarıyla birlikte nakledilir. Mikrocerrahi ile damar bağlantıları sağlanarak bu nodların yeni bölgede çalışması hedeflenir. Böylece lenf sıvısının drenajı yeniden başlatılır.

Bir diğer önemli yöntem ise lenfatik bypass işlemleridir. Bu teknikte, tıkanmış lenf kanalları doğrudan ince toplardamarlara (venlere) mikrocerrahi ile bağlanır (lenfovenöz anastomoz). Bu sayede lenf sıvısı, lenf sisteminden venöz sisteme yönlendirilerek ödemin azaltılması sağlanır. Bu işlemler genellikle erken ve orta evre lenfödemde daha etkilidir.

Lenfödem cerrahisi kişiye özel planlanmalıdır. Hastalığın evresi, doku durumu, geçmiş tedaviler ve genel sağlık durumu değerlendirilerek uygun yöntem belirlenir. Cerrahi tedavi sonrasında da düzenli takiplere devam edilmesi, kompresyon ve fizyoterapi gibi destekleyici tedavilerin sürdürülmesi tedavinin başarısı açısından önemlidir. Uygun hastalarda mikrocerrahi yöntemler yaşam kalitesini belirgin şekilde artırabilir.

bottom of page